21 Nisan 2013 Pazar

TEDAVİDE VE SAĞLIKTA ÖZLENEN YENİ ve MODERN YAKLAŞIM: ŞİFA SENDE-Erhan Özer (KİTAP)


Hastalıkların tedavisindeki en büyük yanlış, vücut için başka, ruh için başka bir doktor olmasıdır. Oysa bunlar birbirinden ayrılamaz.
Hippokrates
   
    Eylül 2012’de basılıp günümüze kadar çok sayıda baskı yapan (ben 8’nci baskısını Mart 2012'de almıştım) Doktor Erhan Özer’in Şifa Sende İsimli kitabını size önemle tanıtmak istiyorum. Dr. Erhan Özer bu kitabını 30 yılı aşkın okuma, gözlem, araştırma, kendini geliştirme ve iç arayışın sonunda yazdığını, kendi doğumundan kitabını yazdığı zamana kadar yaşamda karşısına çıkan olayların, kişilerin birer tesadüf olmadığını böylelikle anladığını yazıyor.
    Aylar önce bir gazetede yazar-doktorun kendisiyle yapılmış bir röportajını okumuştum. Sanatçı Nilüfer’in son dönemdeki önemli bir rahatsızlığına ilişkin doktorluğunu yaptığını o zaman öğrendiğim doktorun röportajını okuyunca “ Ne güzel, kendini gelişen çağa uydurmuş modern bir doktor. Tedavilerdeki süreç, artık bu bahsedilen boyuta gidiyor” diye içimden geçirmiştim. (Söz konusu röportajın linki burada ve en altta). Kitabı okuyunca bu görüşlerim daha da pekişti. Tıp dünyamızda böyle açık görüşlü, mevcut sistemi sorgulayıcı, modern bilgilere kendini adapte etmiş bir doktorun, yine böyle güzel bir eseri ortaya çıkardığını görünce bunu paylaşmam gerektiğini fark ettim.

   Kitabın 259 sayfası içinde toplam 11 bölüm bulunuyor. İçindekiler bölümünde hangi bölümlerin olduğunu aşağıdaki sayfada görebilirsiniz.


                              Şifa Sende Kitabının İçeriği (Resmin üstüne tıklayıp büyütebilirsiniz)


DR. E.ÖZER’İN BU KİTABI YAZMA NEDENLERİ VE BAZI TEMEL HUSUSLAR:

Ø  Tanrı parçacığının (Higgs Bozonu) bulunması, artık tıp alanında da duruma hücre seviyesinde değil, atomaltı seviyede bakmayı gerektiriyor.
Ø  Kronik (müzmin, süregelen) hastalıklar bir kader değildir. İnsanların dünyaya gelişlerinin bir amacı vardır, o da tekâmüldür (ruhsal gelişim). Hastalıklar da ruhsal tekamülün bir parçasıdır.
Ø  Tıbbın, insanın bir ruhunun olduğunu yeniden hatırlaması gerekiyor. Tıp alanındaki en büyük problem, ruh, zihin, beden bütünlüğünün kurulamamış olmasıdır. Bunlar kopuk değerlendirildiği için bütünün tamamı görülemiyor.
Ø  Tüm hastalıkların kaynağı, ruhsal ve duygusal çatışmalardır. (Kazalar, yaralanmalar, zehirlenmeler ve zararlı ışınlara maruz kalma hariç) (Örneğin kanserin varlığı, üç önemli bileşenin bir araya gelmesiyle ortaya çıkıyor. Bunlar , o kişi için aşırı dramatik bir durumun olması, bunun beklenmedik olması ve kişinin yalnızlığa doğru itilmesi.) Hastalıkla ilgili çatışmayı ortadan kaldırdığınızda hem ilgili organ, hem beyin ve hem de psikoloji; üçü birden iyileşir. Böylelikle ruhsal gelişimin de yolu açılır.
Ø  Dünyaya geliş amacımız, ruhsal olgunlaşmadır (tekamül). Bilincimizi ve frekansımızı daha üst bilinç ve frekans seviyelerine yükseltmeliyiz. Yaşamda amaçladığımız sadece haz alma amaçlı duygu tatmini yoluna gitmemiz bize ancak geçici mutluluklar ve bazı bağımlılıklara götürür. Halbuki, evrensel yasalar gereği olması gereken ruhsal tatmin gerçekleşmezse, hayat bize gitgide sıkıcı hale gelmeye başlar.     
Ø  Sevgi, evrenin gücüdür ve ruhsal tatminin de anahtarıdır. Kendi ruhumuzu evrenle bütünleştirmek için ilk şart olarak kendimizi sevmemiz gerekir. 


KİTAPTAN BAZI ÖNEMLİ SATIR BAŞLARI:

Ağrı ya da hastalıkların ana kaynakları şunlardır:

1. Bedensel alandaki asitlenme ve regülasyon blokajları
2. Zihinsel alandaki duygusal çatışmalar ve regülasyon blokajları
3. Ruhsal alandaki düşünce çatışmaları ve regülasyon blokajları

Regülasyon blokajı, vücudun kendini yaşatmak ve korumak için kullandığı bir çeşit sigorta sistemidir. Hastalığın kaynağı hangi alandan geliyorsa o alandaki regülasyon blokajları tedavi edilmelidir. Bunlar tedavi edilmezse enerji kapasitesi kaybedilmeye başlanır. 

Asitlenme, Duygusal ve Düşünce Çatışmaları:
Ağrı ya da hastalıkların diğer ana nedenleri olan bu konularla ilgili olarak geniş açıklamalar ve öneriler bulunuyor. Asitlenmeden korunmak için vücudumuzu alkali hale getirmemiz, bu maksatla da yiyip içtiklerimize dikkat etmemiz gerektiği belirtiliyor. Örneğin içtiğimiz su, mümkün olduğu kadar alkali olmalı, (1 Litre suya 1 tatlı kaşığı kadar karbonat katılabilir), bunun yanı sıra rafine değil, doğal tuzlar tercih edilmeli (Deniz tuzu, Himalaya tuzu gibi). Daha ayrıntılı bilgiler kitapta bulunuyor. (Kitapta bahsedilen asitlenme ve alkali beslenme ile ilgili Ayşegül Çoruhlu'nun Alkali Diyet isimli kitabıyla ilgili yazmış olduğum tanıtım yazısı burada
     
HASTALIKLARDAN KORUNMANIN ve TEDAVİNİN RUHSAL BOYUTU:

     Kitapta ruhsallık ile hastalığa yakalanma ve tedavi olma arasındaki yakın ilişkiler sık sık analiz ediliyor. Duygusal ve düşünce çatışmalarına yol açan nedenler, yazarın hastalarında görüp edindiği tecrübeler ışığında okurlara sunuluyor. Biz, en önemlilerinden bir kısmını buraya aktaralım:
ü  Niyetimiz ana belirleyicidir. Niyetinizi siz belirlersiniz. Bedeniniz buna uyum göstermek zorundadır. Bu nedenle niyet belirlerken çok dikkatli olmalıyız. Düşünceleriniz gerçekleşir. İyi ya da kötü fark etmez.
ü    Yaşam içinde sürekli karşılaştığımız problemler, onlarla rezonansa girdiğimiz insanlar ve sıkıntılar, aslında kozmik plandaki amaçta yol göstericilerdir.
ü    Hep karşı tarafta suç buluyorsanız, hep kurban durumundasınız. Halbuki, yaşadıklarınız bir şekilde size bir şey anlatmaya çalışır ve sizin için bir öğrenme yöntemidir. Anne ve baba da bu öğrenme yolculuğunda başrol oynar. Eğer anne ve babanızla ilgili bir problem dikkatinizi çekiyorsa, bilin ki sizin de hayatınızda öğrenmeniz gereken ders bu ve sizin de bu problemi halletmeniz gerekiyor. 
ü  Halletmemiz gereken problemlerin kaynağını kendimizde aramamak ve sorunları görmezden gelip mazeretlere sığınmak, kanserin en önemli nedenleri arasındadır. Evrensel frekanslarla uyumlu olmadığımız için ve her şeyi ilaçlarla perdelediğimiz için bunlar oluşuyor.


ü    Yaşanan duyguya göre bedendeki bazı organlar bu durumdan çok daha fazla etkilenir. Örneğin korku, böbrekleri; öfke, karaciğeri; üzüntü, akciğerleri; takıntı, pankreası; stres ve iç huzursuzluk da kalbi daha çok hırpalar.
ü  Öncelikle insanın hayatta kendini sevmesi öğretilmiyor. Ortada kendisi yok, başkaları var. O zaman da ruhsal bağlantısı için yani sevgi enerjisini alabilmek için birilerine ihtiyaç duyuyor. Hâlbuki öncelikle kendisini sevmeyi öğrenebilse, sevgi enerjisini evrenden alabilecek duruma gelecek. Önce kendini seveceksin, sonra büyüklerini sayacak ve küçüklerini seveceksin Doğrusu budur.
ü    Çoğu insan güvende olmak için farklı kişilikleri oynuyor. Annesine, babasına, kocasına, karısına ya da patronuna göre kişiliklere bürünüyor. Ama bunun sonucunda da ruhsal tekâmülünü durduruyor. Evrensel yasaya (yasalara) karşı gelişimizin bedelini ya hastalıkla ya da depresyonla öderiz.
ü  Kadınlar genellikle “Bir erkeğin istediği model şudur” varsayımıyla hareket edip o modeli oynamaya başlıyorlar. Aynı şekilde erkekler de kadınların sevdiği modeli oynamaya çalışmakta. Kısacası, kendilerini değil, rol modellerini tercih ediyorlar. Böylece kendilerine harakiri yapıyorlar. Kısa bir süre için bu rol modeli yutturabilirsiniz, ancak zaman ilerledikçe kel gözükmeye başlar. O yüzden herkes kendini oynamalı hayatta. Net ve dürüst olmalıyız.                  


DR. ERHAN ÖZER KİMDİR?:


    Şifa Sende kitabının yazarı Dr. Erhan Özer, kendi hayat hikâyesini de samimi bir anlatımla kendi kitabında “Hayat Hikayem “ başlığı altında ilk bölümde anlatmış. 1959 yılında Aksaray’da doğan Özer, halen tedavi uyguladığı hastalarında uyguladığı bütüncül tıp anlayışına, yaşamında kademe kademe yaşadıkları ile ulaşmış. Babası da doktor olduğu için hastalar ile pozitif iletişim kurmayı babasından öğrenmiş. Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni bitirmesinden sonra bazı hastaların kalan ömrü boyunca ilaçlarla yaşaması gerektiği fikrine alışamamış ve hem bu konuyu hem de sebebi bilinmeyen konuları sorgulamaya, araştırmaya başlamış. 1983’de mecburi hizmetini yaptığı Isparta-Senirkent-Esendere mevkiinde köy doktorluğunda önemli tecrübeler kazanmış. Daha sonra uzmanlığını anestezi alanında yapmış. O dönemlerde hedefini kronik ağrılar ve kronik hastalıklar olarak belirlemiş. En son olarak, halen uyguladığı üç alanda (duygu, düşünce, fiziksel beden) birlikte tedavi ile frekans tedavisi uygulamalarına geçmiş ve kalıcı iyileşmelerde çok olumlu adımlar atmış. ( Dr. Erhan Özer'in internet sayfası burada.)


KİTAPLA BİRLİKTE VERİLEN FREKANS KARTLARI:

    Kitabın sonunda 12 karttan oluşan bir dizi frekans kartı okurlara hediye olarak veriliyor. Bunları kullanmak için hasta olmak da şart değil tabii. Bu frekans kartlarını çeşitli şekillerde kullanabilirsiniz. Örneğin suya yüklemek için, bir bardak su veya su dolu sürahinin altına koyarak suyu, ilgili kartın enerjisi ile yükleyebiliyorsunuz ve daha sonra da bu suyu içebiliyorsunuz. Bu kartlarda “Topraklama”, “Evrensel Enerji”, “Trans”, “Bolluk Bereket”, “Arınma”, “Koruma”, “İfade” gibi değerlerin sembolleri bulunuyor. Ayrıntılı kullanımını yine kitaptan okuyup uygulayabilirsiniz. 



SONUÇ OLARAK:
   
   Sonuç olarak, ister çok sağlıklı olun isterse siz veya yakınlarınız bazı sağlık problemlerine sahip olun bu kitabı edinip okumanızı özellikle tavsiye ederim. Günümüzde maalesef salt ilaca, kar edinmeye büyük oranda odaklanmış tıp dünyasının mevcut durumunu siz de sorgulayacak ve ayrıca ruhu önemseyen yenilikçi modern tıbbın ne olduğunu göreceksiniz. En azından hasta olmamak şeklinde özetlenebilecek "koruyucu sağlık" anlamında, kendimizi düşünce ve streslerle nasıl hasta ettiğimizi de anlayacaksınız. Bir çok insanın korkulu rüyası olan kanser hastalığının da artık korkutucu boyuttan çıktığını fark edeceksiniz.     

                                 Şifa Sende Kitabının Arka Kapağı (Resmin üstüne tıklayıp büyütebilirsiniz)

MERAKLISI İÇİN İLGİLİ DİĞER LİNKLER:

Ayşe Arman’ın Doktor Erhan Özer ile yaptığı röportaj burada.

Doktor Erhan Özer’in internet sitesi burada.

Habertürk kanalında Didem Yılmaz’ın sunduğu Gün Ortası programındaki kısa söyleşi burada.

TV’de Star kanalında "Melek" isimli programda kısmen de olsa yer alan Erhan Özer sohbeti burada. (Youtube'dan)


        

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder